GÜNÜN SÖZÜ..
En uzak mesafe ne Afrika'dır, ne Çin, ne Hindistan, ne seyyareler
ne de geceleri ışıldayan yıldızlar ..
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan....
CAN YÜCEL....
FIKRALAR
BABAANNE
Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor. Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not.
- "Babaannesi aradı dersiniz."
MARANGOZ
Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. İşveren müteahhidine, çalıştığı konut yapım işinden ayrılarak eşi ve büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürmek tasarısından söz etti. Çekle aldığı ücretini elbette özleyecekti. Ne var ki emekli olması gerekiyordu. Müteahhit, iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü ve ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir ev yapmasını rica etti. Marangoz, kabul etti ve işe girişti, fakat gönlünün yaptığı işte olmadığını görmek pek kolaydı. Baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son vermek ne büyük talihsizlikti!... İşini bitirdiğinde işveren, evi gözden geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. “Bu ev senin” dedi, “Sana benden hediye” . Marangoz, şoka girdi. Ne kadar utanmıştı! Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi! O zaman böyle yapar mıydı hiç! Bizim için de bu böyledir. Gün be gün kendi hayatımızı kurarız. Çoğu zaman da, yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız. Sonra da, şoka girerek, kendi kurduğumuz evde yaşayacağımızı anlarız. Eğer tekrar yapabilsek, çok daha farklı yaparız. Ne var ki, geriye dönemeyiz. Marangoz sizsiniz. Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz. “Hayat bir kendin yap, tasarımıdır” demiştir biri. Bugün yaptığınız davranışlar ve seçimler, yarın yaşayacağınız evi kurar. Öyle ise onu akıllıca kurun. Unutmayın... Paraya ihtiyacınız yokmuş gibi çalışın. Hiç incinmemiş gibi sevin. Kimse izlemiyormuş gibi dans edin. Ve lütfen, bu sözleri arkadaşlarınıza iletin. Ben ilettim
DİLBİLGİSİ
Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen,Erzurumlu öğrencisini sözlüye kaldırıp sormuş :
- "Pakmak fiilinin çekiminu yap pakalum..."
Erzurumlu öğrenci hemen atılır :
- "Bakirem,bakirsem,bakir..."
Öğretmen öğrencisinin bu cevabı karşısında :
- "Uy diluni eşşekarisu soksun..Öyle mi denur daa? Onun aslu pöyledur : Pakayrum,pakaysun,pakayı..."
Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen,Erzurumlu öğrencisini sözlüye kaldırıp sormuş :
- "Pakmak fiilinin çekiminu yap pakalum..."
Erzurumlu öğrenci hemen atılır :
- "Bakirem,bakirsem,bakir..."
Öğretmen öğrencisinin bu cevabı karşısında :
- "Uy diluni eşşekarisu soksun..Öyle mi denur daa? Onun aslu pöyledur : Pakayrum,pakaysun,pakayı..."
AYAKLARI O TARAFA ÇEKMİŞTE....
Her sakala tarak uydurmasını bilen bir adam varmış; Hoca’yı da her gördükçe, sakalının altından geçer:
“Efendi hazretleri, yüzünüzü gören cennetlik oluyor; ayda, yılda bir olsun, bir acı kahvemizi içip de bizleri ihya etmiyorsun!” der; daha da ne diller dökermiş.
Hoca içinden:
“bu mübarek adam, çarşıda, pazarda böyle yaparsa, ya evine, barkına uğrasam, kimbilir nasıl deli-divane olacak?” diye geçirirmiş.
Bir gün, ayakları o tarafa çekmiş de: “Bari, bir gönül alayım!” diye niyetlenip kapısını çalmış. Seninkinin başı, bir görünmüş, bir kaybolmuş pencereden. Herhalde, kapıya koşmuş olacak, derken, kapıyı uşağı açmış; kırk yıldır ezberlediği bir ağızla:
“Ayağınıza kul, kurban olayım, demiş; bizi bir adam yerine koyup geldiniz ama, ağa hazretleri, şimdi çıktı. Vah vah. Buraya kadar yoruldunuz! Duyunca, kimbilir nasıl üzülecek!”
Hoca’nın ekmeği dizinde, sözü yüzünde, lafını kimden esirger:
“Ya, öyle mi, demiş; o halde ağaya selam söyleyin; bir daha evden çıkıp giderken, başını pencerede unutmasın!”
KALIP
Bir evde bir karı koca, 18 yaşında bir kızları ve de 60 yaşında adamın annesi yaşıyorlarmış. Adam karısına hep *mı eğri avrat, *mı eğri avrat diye takılırmış. Bir gün mahalleden kalaycı geçiyormuş ve; "İyi doğrulturum iyi doğrulturum" diye bağırıyormuş.
Kadın adamı içeri çağırmış ve donunu indirmiş. "Şunu bir doğrultuver" demiş. Adamda tamam demiş aynen kadına bir geçirmiş, Kadın "Doğruldu mu?" demiş. Adam "Doğruldu, doğruldu" demiş. Kadın "Birde bizim kızınkini doğrultuver" demiş. Adam genç kıza bir geçirmiş tamam demiş bununki de doğruldu. Oradan adamın annesi gelmiş, hele evladım demiş birde benimkine bakıver. 18'lik kızın üstüne 60'lık kadın gider mi. "Seninki doğru doğru" demiş. Olmaz illa benimkini de doğrult deyip adamın önünde domalmış. Adamda bakmış kurtuluş yok ayakkabı kalıbını alıp kadına geçirmiş. "Seninki bir hafta kalıpta kalacak" demiş. Akşam olmuş adam eve gelmiş hamı eğri avrat yemeği hazırla demiş, Kadında "Artık bana öyle deme ben bugün onu artık doğrulttum, hatta bizim kızınkini bile doğrulttum demiş. Adam bunun üzerine "Vay Anam" demiş Kadında "merak etme ananınki'de kalıpta" demiş.
BİZİM NAMIK NE YAPMUŞ YAWW...
namık kemal ewine gitmak için herzaman aynı köprününü üstünden geçermiş birgün gene gecerken ufak bı kız çocuğu köprüde oturuyor üzerinde bi elbise var ama iç çamaşırı yok ımı gıtı gözüküyo ee namık acımış cebinde ne kadar para varsa çıkarmış cebinden kız a vermiş git bununla kendine çamaşırlar al demiş kız almıuş parayı ewe gidip olan biteni annesine anlatmış annesi hemen ertesi gün aynı köprüye gidiıp ımını gıtını acmış namık kemal de tan geciyormuş ve gözü takılmış cıkarmış cebinden 3-5kuruş kadına vermiş al bunu da kendine bi jilet al demiş
namık kemal ewine gitmak için herzaman aynı köprününü üstünden geçermiş birgün gene gecerken ufak bı kız çocuğu köprüde oturuyor üzerinde bi elbise var ama iç çamaşırı yok ımı gıtı gözüküyo ee namık acımış cebinde ne kadar para varsa çıkarmış cebinden kız a vermiş git bununla kendine çamaşırlar al demiş kız almıuş parayı ewe gidip olan biteni annesine anlatmış annesi hemen ertesi gün aynı köprüye gidiıp ımını gıtını acmış namık kemal de tan geciyormuş ve gözü takılmış cıkarmış cebinden 3-5kuruş kadına vermiş al bunu da kendine bi jilet al demiş
UÇAKTAKİ DELİLER
birgün bir uçakta deliler varmış bu deliler bağırıyormuş bu delilerin bağırması uçaktaki pilotun konsentrasyonunu bozuyormuş temele demişki al şu elimdeki kitabı onlara oku demiş temel gitmiş kitabı okumaya başlamış sonra yarım saat geçtikten sonra yanındaki yardımcısına git şunlara bir bak demiş yardımcı bakmış temele sormuş deliler nerdedir temel demiş kitap okuyordum tenefüs çaldı kapıyı açtım tenefüse çıktılar demişbirgün bir uçakta deliler varmış bu deliler bağırıyormuş bu delilerin bağırması uçaktaki pilotun konsentrasyonunu bozuyormuş temele demişki al şu elimdeki kitabı onlara oku demiş temel gitmiş kitabı okumaya başlamış sonra yarım saat geçtikten sonra yanındaki yardımcısına git şunlara bir bak demiş yardımcı bakmış temele sormuş deliler nerdedir temel demiş kitap okuyordum tenefüs çaldı kapıyı açtım tenefüse çıktılar demiş
KOLAY İNGİLİZCE
Adamin biri bir gun Ingiltere%ye gezmege gitmek istemis. Tabii Ingilizce bilmediginden arkadasina sormus :
-Yav ben Ingiltere%ye gidince onlarla nasil anlasacagim? , demis. Arkadasida :
-Bak konustugun her cumlenin sonuna %ing% koy. Onlar senin ne demek istedigini anlarlar, demis. Ve adam Ingiltere%ye gitmis ve solugu bir cafede almis. Arkadasinin taktigini uygulamaya baslamis ve garsonu cagirmis :
-Sen bana bir cay getirebiling? demis ve garson saskin saskin cay getirmeye gitmis. Garson cayi hemen getirmis. Adam demiski :
-Bak, ben ne guzel Ingilizce konusuyoring degiling? demis. Garson lafi yapistirmis :
-Ben Türk olmaying , sen nah icerdin çaying!
eheueheueheu:)))
.